Hürriyet gazetesinde yayınlanan ifadede Türköne, soruşturma dosyasında delil olarak 5 makalesinin sunulduğunu söyledi.
“Beş makalem delil olarak gösteriliyor”
“Soruşturma dosyasında delil olarak sunulan 5 makalenin hiçbirinde teşbih, mecaz, metafor ve hatta eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek kabilinden darbe iması addedilecek tek kelime yoktur. Tersine hükümeti eleştirirken, çözüm olarak dosyada yer alan her yazıda da demokratik çözümler alternatifler sandık ve seçim gösterilmiştir”
“Ben darbe karşıtıyım”
“Ben radikal hatta keskin addedilecek, bir darbe karşıtıyım. Bunun tek bir istisnası yoktur. Nitekim darbe gecesi de meşru hükümetin yanında yer aldığımı belirten, akabinde darbenin ihanet ve şerefsizlik olduğunu belirten tweetler attım. Sonrasında darbe tehdidi devam ederken, hükümeti destekleyen darbeyi lanetleyen ve darbe sonrası toplumu restore edecek bu travmanın geçmesini sağlayacak uyarılarda bulundum”
“Fethullah Gülen ile iki kez görüştüm”
“Benim kadar radikal bir darbe karşıtının, darbeci ithamına maruz kalmasını, gördüğüm muamelenin ötesinde çok onur kırıcı buluyorum. Fethullah Gülen örgütü hakkında herhangi bir bağlantım yoktur. Kendisini tanıyorum. Zaman gazetesinin onun kontrolünde olduğunu biliyorum. Kendisiyle 2006 -2011 yılında iki defa görüştüm. Aramızda kayda değer bir görüşme olmadı. Yanımda Ak Partili yöneticiler mevcuttu. En son darbe olayından sonra çoğunluk gibi ben de hayal kırıklığı yaşadım. Ve o camia ile birlikte olduğumdan dolayı pişman oldum”
“Kişilik olarak muhalifim”
“Ben bir yazar olarak daha fazla okuyucuya ulaşmak amacıyla Türkiye’de tirajı en yüksek gazete olan Zaman gazetesinde yazmayı tercih ettim. Esasında başka da yazı yazabileceğim gazete yoktur. Kişilik olarak muhalif bir yapım var. Benim hükümete karşı eleştirilerim, demokrasinin ve özgürlüklerin genişleyip darbe teşebbüslerinin engellenmesi amacına yöneliktir. Gazetede yazdığım süre boyunca hangi konularda yazı yazacağım konusunda, açıktan bir müdahale olmadı. Bazen farklı konularda yazmam için güncel olaylar hatırlatıldı ve tavsiye edildi”
“Gazetenin politikasına aykırı yazılar da yazdım”
“Şahsen de gazetenin yayın politikasıyla kendimi bağlı hissetmedim. Zaman zaman manşetlerde savunulan görüşlere aykırı yazılar yazdım. 2004 yılındaki Fethullah Gülen cemaatini faaliyetlerini sona erdirilmesine dair karar hakkında 2013 yılında aykırı görüşlerimi bildirdim. MGK’nın, o anki şartlarına göre karar aldığını ve Gülen cemaatini herhangi bir olumsuz uygulamanın hükümet tarafından uygulanmadığını belirttim. Bu yazı gazetenin yayın politikasına aykırı bir yazıydı. Buna rağmen bu yazıya da müdahale edilmedi”
“İdamı caydırıcılık anlamında önemli buluyorum”
“Ülkemin yaşadığı trajediyi kendi yaşadığım trajedinin üstünde görüyorum. Yani ülkem adına çok derin bir üzüntü yaşıyorum. 15 Temmuz günü yaşanan, darbe girişimi hakkında bir aydın olarak, içimde derin bir yara hissediyorum ve ülkemin başına gelebileceklerden endişeleniyorum. Darbeciler için daha önce yazdığım yazı ve görüşleri aynen tekrar ederim. Darbecilerin idam edilmesini ve en ağır ceza ile cezalandırılmasının caydırıcılık manasında önemli olduğunu düşünüyorum”