Kısa bir üsre önce Cumhuriyet Gazetesi’ndeki görevinden ‘bir süreliğine’ ayrıldığı açıklayan Can Dündar, bugünkü Cumhuriyet’te ‘Veda Vakti’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Dündar yazısında, “Bu yargıya teslim olmama kararı aldım” ifadelerini kullandı.
“Veda Vakti”
Bugünkü Cumhuriyet’te ‘Veda Vakti’ başlıklı bir yazı yazan Dündar, yayın yönetmeni olduktan sonra ‘başına gelenler’i anlattı: “Saldırılar, alkışlar, tehditler, hedef gösterilmeler… Yargılanma, tutuklanma, hapishane… Tecrit, mahkûmiyet, kurşunlanma… Hakaretler, ödüller, yeni soruşturmalar, sıradaki davalar… Dönemin ağır baskısı ile bizim gazetecilik coşkumuzun yarışmasının faturaları… Boyun eğmemenin gururuna eklenen bedeller…”
Dündar, 15 Temmuz sonrası yargıdaki ‘değişiklikler’den kendi payına düşeni yazdı: “16 Temmuz’da, yani darbe girişiminin hemen ertesi günü, bizim üç aylık tutukluluğumuza son veren iptal kararına imza atan yüksek yargıçlardan ikisi gözaltına alındı. Aynı gün, beş yıl 10 aylık mahkumiyet kararımızı görüşecek olan Yargıtay’da operasyon başladı; 140 Yargıtay üyesi hakkında soruşturma açıldı; 11’i gözaltına alındı. Bundan 10 gün sonra, hakkımızda (idam cezasına tekabül eden) iki kez müebbet hapis talebiyle tutuklanma isteyen savcı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na terfi ettirildi. Savcının atanmasından iki gün sonra da, 14. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT TIR’ları için açtıkları yeni “yardım- yataklık” davasını gerekçe göstererek, Erdem’le benim pasaportlarımıza el konması için Emniyet’e yazı yazdı.”
‘Bu yargıya teslim olmam’
Gelişmelerin tutuklama hazırlığı olduğunu öne süren Dündar, OHAL bitene kadar ‘bu yargı’ya teslim olmama kararı aldığını belirtti.
Dündar “Böyle bir yargıya güvenmek, giyotine kafa uzatmak anlamı taşıyacaktı. Bundan böyle karşımızda mahkeme değil, hükümet olacaktı” diye yazdı.
Cumhuriyet’in ‘son kale’ olduğunu anlatan Dündar, ‘baskı rejimi’ne karşı mücadeleye devam edeceğini bildirdi.