Antalya’da 2009 yılında sosyal medyada tanıştığı 3 kişi tarafından kaçırılan ve defalarca tecavüze uğradıktan sonra öldürülen 15 yaşındaki Sezgi Kırıt’ın ailesinin 7 yıl süren hukuk mücadelesi sonuç verdi. Cesedi Isparta’da bulunan ve hayat kadını sanıldığı için kimsesizler mezarlığına defnedilen Sezgi’nin yaşadığı vahşet 7 yıl sonra tekrar yargıya taşındı.
Cesedi bavulla taşıdılar
15 yaşındaki Sezginin ablasının ulaştığı Avukat Sibel Önder’in davayı üstlenmesiyle 7 yıl süren hukuk mücadelesi başladı. Avukat Sibel Önder 7 yıllık süreci şu sözlerle anlattı: Sezgi daha 15 yaşında bir kız çocuğu. Sosyal medyanın kurbanı. Sosyal medya üzerinden tanışmış olduğu kişilerle iletişime geçiyor. İletişime geçmesinin akabinde bunlar tarafından kaçırılıyor. Kaçırıldıktan sonra bir gece sabaha kadar tecavüze uğruyor, uyuşturucu, alkol veriliyor ve daha önce bünyesi bunlara alışık olmadığı için kalp atışları hızlanıyor. 41 kiloluk bedeni sabaha kadar tecavüzü kaldıramadığı için hayatını kaybediyor. Zanlılar sabah kendilerine geldiklerinde yanlarındaki küçücük kızın ölü bedenleri ile karşılaşıyorlar. Vücudundaki sperm örneklerini yok edebilmek amacıyla önce yıkıyorlar, arkasından da valize koyarak Isparta’da boş bir araziye atıyorlar”
1 gün tutuklu kaldılar
Sezgi’nin cesedi bulunduğu sırada, bölgede bir hayat kadınının da kayıp ihbarı oldu için bulunan cesedin bir hayat kadınına ait olduğu düşünülerek inceleme yapılmadığını ifade eden Avukat Önder, ” Yargılama süreci başladığı zaman ciddi anlamda ağırlık verdik. En büyük sorunumuz Adli Tıp tarafından hazırlanan raporda ölüm nedeninin tespit edilmemesiydi. 7 yıl boyunca Adli Tıp’la sürekli atışma halindeydik. Bu durum yargılama sürecini etkileyen en önemli etkenlerden biriydi. Şahsın itirafları da vardı ancak delil yetersizliği sebebiyle sadece birer gün tutuklu kalıp tahliye edildiler” dedi.
“Sahte hesap üzerinden konuşarak güvenini kazandım”
Bunun üzerine yeni deliller ve tanıklar bulmak için harekete geçen Avukat Önder Facebook üzerinden sahte bir hesap açarak zanlılardan biriyle iletişime geçti. 1 yılı aşkın süre boyunca konuştuğu zanlının güvenini kazanan önder olayı itiraf ettirdi. Önder zanlının güvenini kazanmanın kolay olmadığını, zanlıyı evleneceklerine inandırdıktan sonra her şeyi anlattığını söyledi.
İtirafa rağmen ceza almadılar
7 yıl süren mücadelenin ardından zanlıların adalet önüne çıkma zamanlarının geldiğini söyleyen Önder, sözlerine şu şekilde devam etti: “Adalet Sezgi için, tüm katledilen kadınlar için tecelli edecek. Sanıkların beyanlarında Sezgi’ye uyuşturucu verdikleri, alkol verdikleri yazmasına rağmen, Sezgi’nin bedeninde yapılan incelemelerde hiçbir şekilde ne uyuşturucuya, ne de alkole rastlanmadı. Sezgi Isparta’ya atıldıktan sonra yaklaşık 32 saat sonra bulundu. 32 saat sonra Jandarma tarafından olay yeri inceleme ekipleri çağrılarak geldi. Savcı incelemesini tamamladıktan sonra kimsesiz diye kimsesizler mezarlığına gömüldü. Ailesinin özellikle de ablasının çabası ile DNA tespitinden sonra kimlik tespiti yapıldı.”
Büyük duruşma bugün
14 Mart 2010 yılında Antalya Emniyet Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen operasyon kapsamında tutuklanan ancak tecavüz ve öldürmeye yönelik delil bulunmadığı için serbest bırakılan zanlılardan Osman Küçük ve diğer 3 kişinin serbest bırakıldığını belirten Önder, “7 yıl süren mğcadelemizde 7 kez savcı değişti. Ama vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Zanlılar 13 Temmuz’da Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde adalet önüne çıkacak. Ulusal Kriminal Büro tarafından verilen raporda Sezgi’nin tecavüz ve zorlama nedeniyle öldüğü tespit edildi. 7 yıl sonra hazırlanan iddianamede soruşturma sürecinde zanlılardan 1’i geçen yıl kalp krizinden hayatını kaybetti. Bir diğeri uyuşturucudan hapiste, diğeri ise kayıp. İddianamede bu 2 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıl hapis istedik. İddianamede ayrıca olayın yaşandığı evin sahibi olan kadın hakkında da 27 yıla kadar hapis istendi. Adalet Sezgi için tecelli edecek” dedi.
Kaynak:VATAN