“Bugün ülkemiz askeri sağlık hizmetleri ve sivil sağlık camiaları olarak bir tarihe tanıklık ediyoruz. Bakanlığımıza bağlanan askeri hastaneler, FETÖ davası sebebiyle devir alınan hastaneler ile karıştırılmamalı ve bir tutulmamalıdır. Bu bağlanma esnasında eski alışkanlık ve iş akışlarının değişmesinden dolayı bir takım tereddütler oluşabilecektir. 1891 yılında kurulan, 125 yıllık bir tarihi olan Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Türkiye Cumhuriyeti Askeri Sağlık Hizmetleri’nin kapatılması veya fonksiyon dışı bırakılması düşünülemez. Aynı şekilde 1923 yılında kurulmuş olan Diyarbakır Asker Hastanesi de kapatılmayacak ve mevcut hastanemiz bünyesinde sağlık hizmeti vermeye devam edecektir. Askeri sağlık hizmetlerinin ülke güvenliği ve gizlilik gibi birçok vazgeçilmez özelliği vardır. Bunlar sağlık hizmetlerinin ertelenemezliği, devredilemezliği ve depolanamazlığı ilkelerine ek olarak, en az onlar kadar önemli unsurlardır. Askeri sağlık hizmetleri olarak standart hasta ve hastalık tedavilerinin yanı sıra, saha hizmetleri, sağlık yetenekleri muayeneleri, heyet ve rapor işlemleri, muharebe görevleri, sefer ve çatışmada acil ve kriz destek hizmetleri elbette ki, hepimiz ve ülkemiz için çok gereklidir. Bu noktada unutulmaması gereken iki nokta vardır. Devletimiz bu hizmetleri kapatmıyor. Bu hastaneleri kapatmıyor. Bu hizmetler aynı şekilde ve eskisinden de güçlendirilmiş şekilde yürüyecektir.”
Genel Sekreter Kanğın, konuşmasının ardından askeri doktor ve hemşirelere çiçek ve çikolata dağıttı. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na devredilen Diyarbakır Asker Hastanesi’nin tabelası sökülerek yerine Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesi ek binası tabelası asıldı.