T24 yazarı ve P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu Kurucu Başkanı, Gazeteci Hasan Cemal, 4 Ocak 2016’da yayımlanan “Her Allah’ın günü ‘anayasa suçu’ işleyen bir Tayyip Erdoğan’la…” başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla bugün İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkıyor. Hasan Cemal için 1 yıldan 4 yıl 8 aya kadar hapis istenen iddianame Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin şikâyeti üzerine soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlandı.
Eleştiri sınırını aşmış
İddianamede, Hasan Cemal’in yazısında yer alan “Neredeyse her Allah’ın günü herkesin gözlerinin içine baka baka yargıya talimat yağdıran bir Erdoğan’ın hukuk tanımazlığı karşısında istikrar adına sessiz kalınabilir mi? Bu hukuk tanımazlık geçiştirilebilir mi? Tek hedefi başkan babalık olan iktidarın tüm iplerini tek elde, kendi elinde toplamaktan başka bir derdi olmayan Saray’daki Sultanla anayasacılık oynamak aymazlıktır. Eski deyişle gafletin ta kendisidir” gibi ifadelerin “eleştiri sınırını aştığı” savunuluyor.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halk nezdinde itibarını zedelemeye yönelik ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde sözler”
Ankara Cumhuriyet Savcısı Cevat İşlek tarafından hazırlanan iddianamede; Hasan Cemal’in, yazısında dile getirdiği görüşlerin “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halk nezdinde itibarını zedelemeye yönelik ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde hakaret teşkil eden sözler olduğuna ilişkin somut deliller bulunduğunu” öne sürüldü, ancak hangi ifadelerin somut delil kapsamına alındığı belirtilmedi.
Soruşturma 22 Ocak’ta başlatıldı
Hasan Cemal, 22 Ocak’ta başlatılan soruşturmaya ilişkin olarak Taksim Polis Merkezi’ne verdiği ifadede, yazısının eleştiri yazısı olduğunu, hakaret kastı taşımadığını vurgulayarak takipsizlik kararı verilmesini istemişti. İfadenin ardından T24 ve Hasan Cemal’in avukatı Fikret İlkiz Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu’na gönderdiği açıklamada, “Şikâyet ihbarına yönelik olarak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, yazısında hangi nedenle ve niçin iftira edildiğini açıklamak yerine soyut bir anlatımla şikâyetçi olmuştur. Siyasetçilerin veya yazıya konu olan Cumhurbaşkanının hukuka aykırı olan veya herkes tarafından eleştirilebilecek söz ve davranışlarının eleştiri konusu olması iftira suçunun oluşması için yeterli değildir” görüşünü dile getirdi. Takipsizlik talebini reddeden savcılığın 10 Mayıs 2016’da hazırladığı iddianame Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Ankara’da açılan davanın talimat duruşması 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün yapılıyor.
İlk dava bu değil
T24 yazarı Hasan Cemal hakkında 4 Ekim 2015’te yazdığı “Sen cumhurbaşkanı ol, hem de…” başlıklı yazısı nedeniyle de “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla dava açılmıştı. Bu davanın iddianamesinde de, Hasan Cemal’in hangi ifadesinin “hakaret” içerdiği belirtilmemişti. Cemal 20 Mayıs 2016’da yapılan duruşmada “Yazımda Cumhurbaşkanı’na hakaret ve iftira yoktur. İfade özgürlüğü çerçevesine oturan sert bir yazıdır. ktidar sahiplerinin de eleştiri karşısında daha tahammüllü olması gerektiği kanaatindeyim” demişti.
Savcıdan çok konuşulacak gerekçe
Hasan Cemal’in, T24’te yayımlanan 12 Ağustos 2015 tarihli “Akan kanın bir numaralı sorumlusu Saray’daki Sultan’dır, nokta!” ve 7 Eylül 2015 tarihli “Heyy sen!” başlıklı yazılarına dair de “cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla soruşturma açılmıştı. Savcılar Umut Tepe ve Emin Aydinç, bu soruşturmalarda takipsizlik kararı vererek dava yoluna gidilmesine yer olmadığına hükmetmişlerdi. Savcı Umut Tepe, “Akan kanın bir numaralı sorumlusu Saray’daki Sultan’dır, nokta!” başlıklı yazıya ilişkin verdiği takipsizlik kararının gerekçesinde “mağdurun Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olması nedeni ile eleştirilere diğer insanlara göre daha fazla katlanması gerektiğini belirterek, “siyasetçileri ve toplum önünde bulunan tanınmış kişileri eleştiri sınırlarının normal bireye göre daha geniş olduğu” görüşünü dile getirmişti.
“İfade özgürlüğünden yararlanabilen açıklama”
“Eleştirinin ağır ve keskin bir eleştiri olmasına karşın ifade özgürlüğünden yararlanabilen açıklama mahiyetinde olduğu, yazının bir bütün olarak eleştirel nitelik arz ettiği, yazıdan ayrı olarak başlı başına hakaret suçunu oluşturacak mahiyette herhangi bir ibarenin de yazıda yer almadığı, bu itibarla şikayet konusu yazının hakaret suçunu oluşturmadığı kanaatine varılmıştır.”(t24)