Adana Cumhuriyet Savcısı Ahmet Çam, esas hakkındaki mütalaasında Doğan’ın gördüğü şiddet karşısında dokuz kez koruma tedbiri kararı aldırmasına değinmeden ‘ailesine sığınmadığı, kimliğini değiştirme, estetik ve benzeri koruma tedbirlerinden yararlanmadığı, kocasıyla aynı evde yaşamaya devam ettiği, bazı şikayetlerini geri aldığı’ gerekçeleriyle meşru müdafaa uygulanmamasını istedi.
Savcı Doğan’ın kocasının kendini fuhşa zorladığı iddiasını ise, kocanın evin geçimini sağlamaya devam etmesi ve fuhuştan sabıkası olmaması gerekçeleriyle reddetti.
Doğan 2013 yılında evlendiği Hasan Karabulut’tan şiddet görmeye başlamış, boşanmak için mahkemeye başvurmuş ancak eşinin tehditleri yüzünden vazgeçmiş, geçen yıl 8 Temmuz’da da kendisini silah zoru ve şiddetle fuhşa zorlayan kocasını, yastığın altında duran kocasının kendi silahıyla öldürmüştü.
Dünkü duruşmada Doğan’ın gördüğü şiddeti ‘şefkatle bağdaşmayan, ancak nitelikli yaralama niteliği taşımayan, etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte kasten yaralama suçunu’ oluşturduğunu iddia eden savcı, “Sanığın eşinin uyguladığı bu şiddete rağmen ailesine sığınma, Aile ve Sosyal Politikalar il Müdürlüğü’ne başvurarak gerekli yardımları alma, 6284 sayılı yasayla tanınmış kimlik değiştirmeyi de içeren koruyucu tedbirlere başvurma imkanı bulunduğu halde maktul ile aynı evi paylaşmaya devam ettiği gibi sanığın aile mahkemelerinden alınan tedbir kararlarını kimi zaman mahkemeye müracaat ederek kaldırttığı, şikayetlerinden vazgeçtiği, maktulün ise evin bakım ve iaşesini sağlamaya devam ettiği belirlenmiştir” dedi.
‘Kadını suçlamak kabul edilemez’
Çilem Doğan’ın beyanlarını ‘çelişki’ bulan savcı, sanığın suçu devam eden bir saldırının etkisiyle değil, maktulun daha önce kendisine uyguladığı şiddetten kaynaklanan öfke ve gazap nedeniyle işlediğini belirterek, ‘ağır haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan’ 18 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
Savcıya tepki gösteren Doğan’ın avukatı Fatoş Hacıvelioğlu, sanığın sistematik şiddete uğradığını ve dokuz kez koruma kararı aldığını hatırlatarak “Maktul hakkında fuhuş yapacaksın dediği için Çilem’in şikayeti var. Hakkında defalarda Çilem’i dövmekten dava açılmış. Savcılar önleyici tedbirleri bile uygulamıyorken koruyucu tedbirlere başvurmayan kadını suçlamak kabul edilemez. Olay günü de maktul silahına mermi sürerek yastığının altına koymuş ve Çilem’e saldırmış, saçını çekerek tekmelemiştir. Bütün bunlar meşru müdafaa halini göstermektedir” dedi.
Hacıvelioğlu, savcının ‘maktulün dokuz koruma kararının tamamını ihlal ettiğinden bahsetmemesinin’ de manidar olduğunu söyledi.
Kaynak: Cumhuriyet