Fenerbahçe'nin futbol kafası
Ali Asaf Güner

Fenerbahçe'nin futbol kafası

Fenerbahçe ben kendimi bildim bileli kafaya oynayan forması dahi savaşsa en kötü ligi ilk ikide bitiren bir takımdı. Başlarda kulüp büyüklüğü olarak ele aldığımız bu durum, zamanla takımı kaybetmeyi çoktan kabullenmiş bir hale itekledi. Bugün artık gelinen bu noktada herkesin kafasında tek bir suçlu beliriyor. Ancak bu tek suçluyu bu denli büyüten herkes de şapkasını önüne koyup düşünmeli. Peki kazanmanın tarihi olan Fenerbahçe tarihi ne oldu da kaybetmeler tarihine evrildi.

Bugün gelinen noktanın başlangıcı 2006 Denizlispor Fenerbahçe maçı. O sezonu hatırlayanlar bilir Galatasaray derbisine kadar Fenerbahçe ikinci sıradaydı. Derbide evinde Galatasaray’ı eze eze 4 - 0 yenmiş ve ipleri tamamen eline almıştı. Ancak sezonun son haftası oynanan Denizlispor maçı 1 - 1 bitince tüm kontrolü elinde tutan Fenerbahçe son maçta hatta son saniyelerde şampiyonluğu verdi ve o gün bugünlerin başlangıcı oldu.

Maçtan sonra Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım bugün artık kimse tarafından yenmeyen bir algı operasyonu yaparak gündemi değiştirdi. Fenerbahçe başkanlığından istifa eden Yıldırım’ın bu hareketi öyle bir yankı uyandırdı ki gazeteler ve televizyonlar Galatasaray’ın şampiyonluğunu unutup sadece bu harekete odaklandılar. O zaman başkanlığının 8. senesinde olan Aziz Yıldırım için taraftarlar nedendir bilinmez “efsane başkan geri dön” yürüyüşleri yaptı. Halbuki bu 8 senede eskiye nazaran sportif olarak kazanılmış ekstra bir başarısı bulunmayan Fenerbahçe’nin taraftarı neden Aziz Yıldırım için bu denli bir harekete girişti bunu anlamak bugün dahi güç.

Aziz Bey faciaların ardından artık böylesi büyük hamleler yapamıyor çünkü bugün istifa etse Kadıköy’de ortalık bayram yerine dönecek o da durumun farkında. Aksi olsa “Beni kızdırmayın 10 sene daha gitmem” demezdi.

Peki bugün neden mağlubiyeti, kaçan şampiyonlukları ve faciaları umursamayan bir futbol şubesi var elimizde. Bu ruh hali de kanımca Aykut Kocaman döneminde aşılandı Fenerbahçe’ye. 3 Temmuz bahanesiyle mücadele etmeyen, savaşmayan takıma bile sahip çıkma modası Fenerbahçelilere bu ruhsuz takımı hediye etti. “Belki bu beraberlik şampiyonluğu getirecek”, “Çubukluyu giyen ıslıklanmaz”, “Hep destek tam destek” söylemleri kulübe tahmin edilemez zararlar verdi. Zaten bu dilin dışında kalanlar afaroz edildiler ve dolayısıyla bugün bir etkileri kalmadı. Aykut Kocaman’ın ardından İsmail Kartal hatta bugün, Vitor Pereirra, Diego Ribas, Nani gibi takıma negative etkileri tartışılmaz oyuncular alkışlanırken, takımı nisan ayında şampiyon yapan Ersun Yanal, Türkiye liginin ve milli takımın tartışılmaz en iyi sol kanat oyuncusu Caner Erkin, Fenerbahçe’nin son yıllardaki en büyük efsanesi Alex de Souza çok rezil yöntemlerle kulüpten gönderildi. Fenerbahçe vasat seviciliğin merkezi haline geldi. Adeta küçük bir Türkiye örneği.

Peki şimdi neler yapılması lazım gelir. Tribünlerin en kısa sürede birleşip ciddi yankı uyandıran işlerin altına imza atması gerekiyor. Senelerdir Twitter’dan sayıp sövüp gazını çıkaran taraftar artık gerçek anlamda öfkesini belirtmeli. Yürüyüşler, boykotlar ve kanaat önderlerinin yapacağı açıklamalarla mevcut yönetim ve teknik ekibin tamamı futbolcuların da büyük bir çoğunluğu gönderilmeli. Fenerbahçe bu ciddi kan değişimine gitmezse yıllardan beri aşina olduğu ikincilikleri dahi mumla arayacak noktaya gelecek.

Size enseyi karartmayın diyemeyeceğim keza benim Fenerbahçe futbol şubesinde yönetimden taraftara, futbolculardan teknik ekibe kimseden yana umudum yok. 

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Sel, travma sürecini uzattı! Şimdi hayal kırıklığı evresindeyiz…
Sel, travma sürecini uzattı! Şimdi hayal kırıklığı evresindeyiz…
Şap hastalığı insanlarda ölümcül etkilere yol açmıyor
Şap hastalığı insanlarda ölümcül etkilere yol açmıyor