Birçoklarına göre NBA 2015-2016 sezonu tıpkı bir önceki yıl olduğu gibi Golden State Warriors'un ezici üstünlüğüyle ipi göğüsleyeceği, rekabetten uzak ve güç dengelerinin iyice San Fransisko ekibi eksenine doğru kayacağı bir sezondan ibaretti. Sevenleri için bu sezon NBA'deki tek heyecan verici olay, Lakers efsanesi Kobe Bryant'ın basketbolu bırakacak olmasından başka bir durum değildi. Sezon ilerledikçe de Warriors'un bu kanıyı destekler nitelikteki destansı performansı devam etti. Sezonun ilk yirmi dört maçını kazanan batı temsilcisi, NBA tarihindeki en iyi başlangıç rekorunu kırmış, ardından da normal sezonu yetmiş üç galibiyetle tamamlayıp Jordan'lı Chicago Bulls'un rekorunu ele geçirmişti.
Golden State açısından her şey çok iyi giderken bir başka batı konferansı ekibi olan San Antonio Spurs ise evinde sadece bir maçtan mağlubiyetle ayrılarak NBA tarihinin en iyi iç saha derecesine ortak olmuştu. Kobe Bryantın son maçında tam atmış sayıyla parkelere veda etmesi ise bu destansı sezonun bir diğer unutulmaz karesi idi.
Batıda tüm bunlar yaşanırken Doğu Konferansında ise Cleveland Cavaliers pekte zorlanmayarak normal sezonu konferans lideri olarak tamamladı. Bir önceki sezon finalde kaybedilen şampiyonluk LeBron James ve arkadaşlarını bir hayli üzmüştü. Sezon ortasında Koç David Blatt ile yollarını ayıran Ohio temsilcisi yerine Tyronn Lue'yu takımın başına getirdi. Sezon sonunda David Blatt'ın yolu bir kez daha Türkiye'ye düşecek ve tecrübeli koç, Darüşşafaka Doğuş'un başarısı için çalışacaktı. LeBron James ise iki kez NBA finali oynadığı Cleveland takımı ile şampiyonluk vaktinin bir hayli geçtiğinin farkındaydı.
Play-off dönemi gelip çattığında ise Cleveland için işler oldukça iyi gidiyordu. Cavaliers sırasıyla Detroit Pistons ve Atlanta Hawks engellerini 4-0'lık skorlarla süpürürken, konferans finalinde ise Toronto Raptors'u 4-2 ile geçti. Golden State Warriors ise Batıda beklenenden fazla zorlanmıştı. Houston ve Portland engellerinde pekte terlemeyen Şef Curry ve orkestrası, Kevin Durant ve Russel Westbrook önderliğindeki Oklahoma City Thunder engelini bir hayli zorlandı.Serinin ilk dört maçında üç mağlubiyet alan Golden State kalan üç maçın tamamında (özellikle maç sonlarını iyi oynayarak) galip geldi ve finale adını yazdırdı. Artık geçen senenin rövanşı niteliğinde bir final serisi bizi bekliyordu.
Final serisi başladığında ilk içi maçı oldukça farklı kazanan Golden State için basketbol kamuoyu 'şampi' yakıştırmasını yapmıştı bile. Serinin üçüncü maçında yıldız pivot Kevin Love'dan yoksun çıkan Cavaliers maçı kazansa da sonraki maçta aldıkları yıkıcı mağlubiyet birçokları için umudun bile öldüğü nokta olarak görüldü. Bu maçta daha önceden ihtar alan Draymond Green'in LeBron ile yaşadığı diyalog sonrası ceza alması büyük tartışmalara sebep oldu. Kral James beşinci maç öncesi tıpkı Miami Heat formasıyla 2014 yılında 4-1 kaybettikleri San Antonio finalinin beşinci maçından önce sarf ettiği cümlelerin hemen hemen aynısını yine basın mensuplarına söylüyordu. NBA tarihinde bir finali 3-1 den geri çevirmeyi başaran bir takım olmadığının altını çizen James, ayrıca bunu başaran ilk takım olacaklarına yürekten inandıklarının da altını çizmişti. Spor kamuoyunun büyük bir kısmı için bu sözler hayalden öteye dahi gidemezdi. Ama ilk olarak Oracle Arenada ardından ise Quicken Loans Arenada aldıkları efsanevi galibiyetlerde ardı ardına 41 sayılık muazzam performanslar ortaya koyan LeBron için bu hayal sanılandan çok daha gerçekti.
Yedinci maç geldiğinde ise pota altında Andrew Bogut'un yokluğu Golden State açısından büyük bir eksiklik olarak dikkat çekiyordu. Müthiş bir özgüvene sahip CAVS mı yoksa tehlikeli seviyede hırs yapmış Warriors mu ipi göğüsleyen taraf olacaktı? Baştan sona büyük bir çekişmeye şahit olduğumuz maçta Golden State özellikle ilk yarıda rakibini dış şutla vururken, Cavaliers ise potaya hücum etmeyi tercih ediyordu. Maçın bitmesine 1.50 dakika kala hızlı hücumda potaya giden Andre İguodala'ya gerilerden gelerek topunu bloklayan LeBron, bu bloğun Cleveland Cavaliers tarihindeki ilk şampiyonluğu getiren blok olduğundan adı gibi emindi. Ardından Kyrie İrving'den gelen üçlükle maça noktayı koyan CAVS, peri masalını gerçeğe dönüştürürken LeBron ise "evim" dediği Clevaland'a tarihinin ilk NBA şampiyonluğunu getirmenin haklı gururu ile gözyaşlarına hakim olamıyordu.
Aynı zamanda Final Serisinin de Mvp( en değerli oyuncusu) Seçilen James, serinin son maçında da 27 sayı 11 rebound ve 11 asistlik triple-double performansı ile bir kez daha izleyenlere ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu kanıtlarken, özellikle final serisinde beklenenden uzak performans sergileyen Stephen Curry ve Klay Thompson eleştiri oklarını üzerlerinde buldu.
Hayranlarına gerçek zamanlı müthiş bir kapanış sunan bu şov, unutulmaz anların yaşandığı bir sezonu daha geride bıraktı. Ardında göz kamaştıran olaylar barındıran bu sezonun ardından gerek All-Star smaç yarışmasında Zach LaVine ve Aaron Gordon'un performansları gerekse Stephen Curry'nin normal sezonda en fazla üç sayılık isabet bulan oyuncu olma rekorunu ele geçirmesi başka unutulmaz derecedeki hadiselerdi. Şimdi ise en az bu sezon kadar hareketli ve unutulmaz bir Free Agent(serbest kalan oyuncu) dönemi bizleri bekliyor.1 Temmuzda başlayacak olan bu dönem, dönen transfer ve takas dedikodularıyla biz basketbol severleri bir kez daha büyük bir heyecana çağırıyor.
