Galatasaray Odeabank İçin Gerçek Sınav: Baskonia
Çağkan Yapıcı

Galatasaray Odeabank İçin Gerçek Sınav: Baskonia

Galatasaray Odeabank sezon başı transferlerinden beklediği katkıyı alamayıp sezona çok kötü bir görüntüyle başlamıştı. Euroleague'e 5 maçta 5 yenilgiyle başlayan Galatasaray, ligde kazandığı maçlarda dahi iyi bir görüntü veremiyordu. Özellikle savunmada çok büyük zaaflar ortaya çıktı ve yeni transferlerden Pleiss, Russ Smith ve Dentmon takıma adaptasyonu sağlayamadılar. Yüksek skor ve yüksek tempolu geçen maçlarda Galatasaray takımının iyi bir görüntü sergilediği maç sayısı tam olarak sıfırdı. Ligde Tofaş, Best Balıkesir, Trabzon ve Gaziantep maçlarını kazanmalarına rağmen oyun olarak beklenenin çok altında performans ortaya koydular.

Kötü başlangıç sonrası Ergin Ataman dar rotasyona geri dönüş yaparak geçen sezon denenmiş ve başarılı olmuş sistemine geri dönüş yaptı. Buradaki en önemli değişken düşük tempoda maçlar oynayarak takımda tutunması artık beklenmeyen Pleiss'ı pota altında kullanıp beklenmedik bir katkı alması oldu. İlk olarak Euroleague'de evinde Darüşşafaka'ya karşı bu değişikliği yaparak en son CSKA'yı deviren rakibine karşı Euroleague'deki ilk galibiyetini aldı. Pleiss bu maçta 23 dakika süre alarak 22 sayı ve 8 riband ile maçı tamamladı ve Euroleague haftanın MVP'si oldu. Sonraki maçlarda da Galatasaray bu sistemini devam ettirdi ve ligde Beşiktaş, TED; Euroleague'de de Barcelona'yı devirerek 4 maç üst üste galip geldi.

TED'in durumu dolayısıyla o maçı inceleme dışı bırakarak diğer 3 maç ile ilgilenmemiz daha doğru olacaktır. Oynanan 3 maçın da temposu düşük seviyedeydi ve -bahis deyimiyle- maçlar alt olarak sonuçlandı. Bu maçların tamamında Galatasaray Odeabank oynamak istediği tempoyu rakibine dikte etmeyi başardı ve düşük tempoda yüksek başarı sağlayan Pleiss, Schilb, Micov gibi oyuncularından iyi katkı aldı. Pleiss Beşiktaş potasına 14 sayı gönderirken 7 riband çekti. Barcelona maçında 4 sayıda kalmasına rağmen -özellikle savunmada- iyi bir basketbol ortaya koydu ve 11 riband, 3 blok istatistiğiyle maçı tamamladı. Schilb, Barcelona'ya 18; Beşiktaş'a 19 sayı attı. Micov ise 16,15 ve 12 sayı üretti bu maçlarda. Zaten sezon başından beri takımın en iyisi olan kaptan Sinan Güler, olağan üstü performansına bu düzende de devam etti. 3 maçlık bu seride Galatasaray Odeabank temel olarak bu 4 isimden çok iyi katkı almayı başardı ve maçlarını kayıpsız bir şekilde geride bıraktı.

Russ Smith'in kadro dışı bırakılması, Dentmon'ın rotasyondaki görevinin düşmesi, düşük tempo basketbolu ile Pleiss, Micov, Schilb katkısının artması gibi unsurlarla Galatasaray sezon başındaki kötü görüntüsünden uzaklaştı. En azından şimdilik bunu söylemek zorundayız. Ancak aynı zamanda şunu da sorgulamamız gerekiyor: 

Acaba Galatasaray Odeabank, doğru yolu bulup toparlandı mı? İşte bu sorunun cevabını Baskonia maçı dinamiklerinin yanıtlayabileceğini düşünüyorum. Bunu da sonuç bazlı değil, oyun bazlı irdelemek daha doğru olacaktır. 

Galatasaray Odeabank, kazanmış olduğu 3 maçta da Abdi İpekçi Arena'daydı ve düşük tempo basketbolunu rakiplerine dikte etmeyi başardı. Özellikle Barcelona maçı zaten bu koşullara çok elverişliydi. Darüşşafaka maçında da Ergin Ataman, rakibin boyalı alandaki müdafaa sorunundan Pleiss'ın boy avantajını kullanarak çok iyi faydalandı. Ancak bu çok da bilinmedik bir şey değil. Zaten Darüşşafaka'nın en büyük sorunu bu. Daha önce Parakhouski 17, Kuzmic 16, Jankunas 21, Bourousis 18 sayı bularak Darüşşafaka pota altında büyük üstünlük kurmuşlardı.

Cuma gecesi TSİ 23:00'da Euroleague'da Baskonia deplasmanına çıkacak olan Galatasaray Odeabank, bu sefer daha farklı bir takımla oynayacak ve hangi seviyede olduklarına dair çok daha iyi ipuçları verecek. Euroleague seviyesinde hem önemli bir deplasman hem de yüksek tempo basketbolunu maç başından itibaren rakibine dikte etmeye çalışan bir ekip. Bu açıdan özellikle Baskonia ve Milano maçları Galatasaray için iyi bir gösterge olacak. Sezon başında ortalama her maç potasında 90 üstü sayı gören Galatasaray için belki bunu söylemezdik ama düşük tempo basketbolunu 40 dakikaya yaymaya çalışıp, dar rotasyonda yarı saha basketboluna yatkın oyuncularını devreye sokmaya çalışan bir takım için belki de en önemli sınavlardan biri.

Şahsi yorumum, Galatasaray Odeabank'ın 4 maçlık seri galibiyetinin önemli olmasının yanı sıra gerçekçi bir veri olmadığı yönünde.  Çünkü bu tarz bir basketbol ve rotasyonda öne çıkan oyuncular bazında düşünürsek takımın tavan seviyesinin ancak geçtiğimiz bu 4 maçlık serideki gibi galibiyetlerden ibaret olduğunu, Euroleague seviyesinde giderek artan yüksek tempo basketboluna ayak uyduramayıp beklenen sıçramayı yapamayacağı ve hep bu seviyede kalacağı kanaatindeyim. Özellikle Pleiss tarzı oyuncuların kariyerleri boyunca yüksek tempo basketbolunda söndüğü ve öne çıkamadığını çok rahat görebiliyoruz. Bu maç özelindeki asıl mesele hangi takımın oynamak istediği tempoyu maça dikte edeceği çok önemli. Geçen seneyi örnek gösterirsek Galatasaray için Gran Canaria eşleşmesi buna benzer bir eşleşmeydi ve yarı finalde Galatasaray'ın istediği basketbolun daha fazla dakikalarda oynandığını gördük. Bahsetmeye çalıştığım şey de Gran Canaria seviyesindeki takımlara karşı bunu yapabilecek olan Galatasaray'ın Euroleague seviyesinde bir takıma rotasyon itibariyle yapmasının çok zor olduğu. Özellikle Baskonia gibi bir deplasmanda bunu başarırlarsa sezon başındaki düzenden ayrılış ve şuan oynadıkları basketbola dönüş onlar için bir başarı hikayesine dönüşebilir. Ancak bunu başaramazlarsa Galatasaray Odeabank muhtemelen hep bu seviyede kalacak ve tavanı belli olan bir takım halini alacaktır.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Sel, travma sürecini uzattı! Şimdi hayal kırıklığı evresindeyiz…
Sel, travma sürecini uzattı! Şimdi hayal kırıklığı evresindeyiz…
Şap hastalığı insanlarda ölümcül etkilere yol açmıyor
Şap hastalığı insanlarda ölümcül etkilere yol açmıyor