Fenerbahçe'de Dört Temel Sorun
Fatih Çelebi

Fenerbahçe'de Dört Temel Sorun

 

Turkish Airlines Euroleague'in on üç haftası  geçilmişken takımlarımız için geneli soru işareti ve belirsizlikler ile geçiyor desek yanlış olmaz. Geride bırakılan on üç maçta henüz deplasman galibiyetiyle tanışamayan Galatasaray Odeabank, oynadıkları oyun ve aldıkları sonuçlar ile dalgalı bir görüntü çizen Anadolu Efes ile Darüşşafaka Doğuş ve tabii ki bize başarıya ve zaferlere alıştıran Obradoviç'in Fenerbahçesi... 

Bu yazımda Fenerbahçe Basketbol Takımının neden beklenilen düzeyde bir sezon geçiremediğini naçizane irdelemeye çalışacağım. Bana göre sorunun temelinde dört tane problem yatıyor.

1- Rotasyon Sıkıntısı ve Bench Katkısı

Aslında geçen sene on yedi milyon avro dolaylarında olan takım bütçesinin bu sene yirmi beş milyon dolaylarına çıkması mantıksal olarak takımın kadro derinliğinin artacağına delalet gibi görünebilir lakin bir önceki sezon harika dönemler geçiren bazı oyuncuları gerek NBA gerekse diğer Avrupa takımlarından uzak tutmak maksadıyla verilen daha yüksek kontratlar aradaki bütçe farkını dengeledi ve bu yüzden sarı lacivertli ekip fazla takviye imkanı bulamadı. Kenarda bekleyen Egehan, Minchev, Berk ve Ahmet gibi genç oyuncuların ve kaptan Melih'in takıma çok az katkı vermesi ana rotasyondaki oyuncuların işini iyice zorlaştırıyor. Genç oyunculardan bahis açılmışken ben hiç birinin ne kadar büyük bir camiada olduklarının farkında olduklarını düşünmüyorum. Hiç bir çaba göstermiyorlar izlenimi veriyorlar buradan ve gerçekten hepsine Ekpe Udoh çalışkanlığının nasip olmasını bekliyorum. 

2- Performans Düşüklüğü

Geçtiğimiz sezonlarda harika işler yapan Vesely, Datome ve Dixon'ın bu sene istenilen düzeye ulaşamaması zaten dar olan rotasyonda iyice işleri zorlaştırıyor. Uzun süredir takımdan ayrı kalan Bogdanoviç'in eksikliği Pero Antiç'in yaşı itibari ile dakikalarının düşük olması bütün yükü Ekpe Udoh, Kostas Sloukas ve kısıtlı hücum potansiyeli olan Kaliniç'in omuzlarına bırakıyor. Takıma bu sene dahil olan James Nunnally'nin ise Karadenizden hallice bir grafik çizmesi, ister istemez takımı daha da zorluyor. Ama bu senenin an itibariyle benim gözümdeki en büyük hayal kırıklığı kesinlikle Gigi. Ne hücumda ritim bulabiliyor ne de bire bir savunmada rakiplerini caydırabiliyor. Geçen sene normal sezonda Datome benim için Avrupa'nın en iyi oyuncularından bir tanesiydi. Bu sene ise tamamen aksi yönde  devam ediyor. Düzelir inşallah.

3- Başarının Getirdiği Rehavet

Özellikle son iki sezonda spektaküler performanslar ortaya koyarak final four'a kalan Fenerbahçe, sezonun asıl sınavının nisan ayında başladığını düşünüyor gibi. Sanki kafaları hep Sinan Erdem'de oynanacak final four'da ve sanki şimdi oynadıkları maçlar formaliteden ibaret. Sahaya kazanacağınızı bilerek çıkmak muhteşem bir duygu olsa gerek lakin fazla özgüven bir rehaveti de getiriyor kuşkusuz. 

4- Boş Kalan Koltuklar

Allah'a şükür Avrupa maçlarında böyle manzara ile karşı karşıya kalmıyoruz ama ligteki bazı maçlarda gerçekten tribünleri boş gördükçe üzülüyor insan içten içe. Bu gibi maçlarda en yönetim öğrenci bileti çıkarsa, boş kalacağına koltuklar gençler gelse, hiç alamayacağına ufakta olsa bi kazanım sağlansa en azından maçlardaki atmosfer renklenir. 

Sonuç olarak takımın ilk önce istenilen seviyede olmadığını kabul etmesi gerekir ve bu doğrultuda kararlar ile seviye yukarı çekilebilir. Onun dışında kadroda topu yere vurabilen bir dört numara takviyesi yapılması çok yararlı olur. Umarım CSKA deplasmanından gösterişli bir galibiyet ile dönerler ve tekrardan ivmelerini arttırırlar.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Sel, travma sürecini uzattı! Şimdi hayal kırıklığı evresindeyiz…
Sel, travma sürecini uzattı! Şimdi hayal kırıklığı evresindeyiz…
Şap hastalığı insanlarda ölümcül etkilere yol açmıyor
Şap hastalığı insanlarda ölümcül etkilere yol açmıyor